Ekonomi

BUSİAD’da ‘Gıda ve Tarımın Geleceği’ zirvesi

BURSA (İGFA) – Zirvenin açılışında konuşan Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu Sorumlusu BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Lale Yıldız, “İlkini düzenlediğimiz bu zirve, BUSİAD’ın “Sanayi, Tarım ve Turizm ile Gelişen Bursa” vizyonunun somut bir yansıması olarak da hayata geçmiş oldu” sözleriyle başlayan Yıldız, “Tarım ve gıda sektörü stratejik bir öneme sahip. İklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve doğal kaynakların sınırlı olması bu sektörde yeni yaklaşımların geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Teknoloji sadece sanayiye değil tarıma da ivme kazandıran bir güç haline geldi. Gıda ve tarım çok ciddi sıkıntılar içinde. Ancak bununla birlikte umut verici adımlar atıldığını da görüyoruz. Bu tür çığır açıcı çalışmalar bize büyük umutlar da veriyor. İlham verici işler yapıldığını da göstermek istiyoruz. Zirvenin size yeni ufuklar açacağını umuyoruz.” diye konuştu.

BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu Başkanı ve Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş da, “Ülkemizde insanlarımızın yüzde 22’si yeterli gıdaya ulaşamamakta, yüzde 8.5’i ise açlık sınırında yaşamaktadır. Dünyada gıda fiyatları düşerken ülkemizde artmaya devam etmektedir. Sorunlardan ziyade çözümleri konuşmak için buradayız. Gıda sanayinin başkenti konumundaki bir kent olan Bursa’dan verilecek mesajın önemli olacağının farkındayız” dedi.

GIDANIN GELECEĞİNDE GİRİŞİMCİLİK

İmpact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu Saraçlar’ın yönetiminde gerçekleştirlen “Gıdanın Geleceğinde Girişimcilik” başlıklı oturumda Biolive Kurucu Ortağı ve CEO’su Duygu Yılmaz, zeytin çekirdeğinden plastik üretimi yapma hikayelerini anlatırken, zeytin çekirdeğinden yüzde 80’e varan verim elde ettiklerini kaydetti.

Nanomik Biotechnology Kurucu Ortağı Buse Berber Örçen ise tarım ve gıda ürünlerine yönelik geliştirdikleri biyolojik koruyucuları ve iş serüvenlerini aktardı.

GASTRONOMİDEN BAŞLAMALIYIZ

Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat tarafından yönetilen “Tarımda Dijitalleşme ve Verimlilik” başlıklı oturumda konuşan Feyz Çiftliği Kurucusu Sencer Solakoğlu, “Çiftçi kaç para hasılat yapacağını baştan bilmiyor. Çıktının kaça fiyatlanacağını bilmiyoruz. Tarımdaki açmaz bu. Tohum ve teknoloji işin araçları. İşin özü gastronomi. Bizde bir standart yok. Neyi üreteceğimizi de bilmiyoruz. Çok verimli üreteceğimiz bir şeyden ne kadar katma değer elde edeceğim. Sanayicilere sesleniyorum. Biz çiftçiler olarak kırsalda kalkınmadığımız sürece siz rekabetçi olamazsınız” dedi.

Standart olmadığı için nitelikli ürünle niteliksiz ürün arasında farkın anlaşılmadığını kaydeden Solakoğlu, “Standardı sağlayacak olan şey paradır. Paranın gelmesi için müşterinin talebi gerekir. Bunun için de gastronomi tarafında gaza basmamız gerekir. O kadar dipteyiz ki vereceğimiz her eğitim iyi bir sonuç verir” diye konuştu.

Genç çiftçinin kalmadığını kaydeden Solakoğlu, “Köyde okul yok, restoran yok, hobisi yok. Köy Enstitülerinin en güzel yönü buydu. Sanat, spor, köyde yaşayan insanlara bir donanım veriyordu” ifadelerini kullandı.

ATA TOHUMU EFSANESİ

May Tohum Eş Başkanı Yusuf Yormazoğlu, 10 bin yıl önce başlayan tarımın evreleri olduğunu, Darwin ve Mendel ile genetik yapıları fark ettiklerini, konvansiyonel ıslahın başladığını daha sonra DNA’nın keşfi ile moleküler biyolojinin geliştiğini, sonra GDO’nun konuşulduğunu kaydederken, günümüzde ise gen düzenleme teknolojisinin masada olduğunu kaydetti.

Ata tohumunun da bir efsane olduğunu ifade eden Yormazoğlu, pek çok ürünün birkaç yüz yıl önce Anadolu’ya geldiğini kaydetti. Eski lezzet yok anlayışının da artık geçerliliğinin olmadığını ifade eden Yormazoğlu, “Dalından toplayıp yerdik eskiden. Şimdi kilometrelerce ötede üretilen bir ürünü tüketiyoruz. Artık böyle bir dünya yok” dedi.

Doktar Kurucu Ortağı Selim Üçer de, “Kendi operasyonlarını ölçmeyen ve operasyonları iyileştirmek için veriyi kullanmayan sektör kalmadı. Tarımda bu oranlar çok daha düşük. Dünya genelinde tarımda dijitalleşme yüzde 10-15 düzeyinde” dedi.

DÖNÜŞÜME PİLOTLUK

Kapanışta konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar ise BUSİAD’ın Bursa vizyonun gelişen bir Bursa’yı öngördüğünü ifade ederek, Sanayi, tarım ve turizm ile gelişen Bursa için yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti. Küçükkayalar bunun da sürdürülebilir olması gerektiğini de kaydederek, “1961’de ilk OSB’ye pilotluk yapan Bursa, dönüşüme de pilotluk yapabilecek yeterliliğe sahiptir” dedi.

Bursa’ya yeni organize sanayi bölgeleri yapmaya çalışmanın tarım arazilerine dokunmadan zor olduğunu da kaydeden Küçükkayalar, “Onun yerine tekil sanayi tesisleri yapılabilir. Neden bu Büyükorhan’a olmasın” ifadesini kullandı.

Konuşmacılara, “ÇEK Kır Çiçekleri Okusun Diye” kampanyasına adlarına yapılan bağış sertifikasının verilmesiyle etkinlik sona erdi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Saç Ekimi Fiyatları -